TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI (*)
(Kurucu Mecliste Kabul
Tarihi : 18.10.1982; Halkoyuna Su-nulmak Üzere Tasarının Resmî Gazetede İlanı:
20.10.1982-17844; Kanunun Halkoyu ile Kabul Tarihi: 7.11.1982; Halkoyu Sonucu-nun
Yayımlandığı Resmî Gazete Tarihi: 9.11.1982-17863 Mükerrer)
Kanun No. : 2709 Kabul Tarihi : 7.11.1982
BAŞLANGIÇ (Değişik:
23.7.1995-4121/1 md.)
Türk Vatanı ve Milletinin ebedî varlığını ve Yüce Türk Devletinin bölünmez
bütünlüğünü belirleyen bu Anayasa, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, ölümsüz
önder ve eşsiz kahraman Atatürk’ün belirlediği milliyetçilik anlayışı ve O’nun
inkılâp ve ilkeleri doğrultusunda;
Dünya milletleri ailesinin eşit haklara sahip şerefli bir üyesi olarak,
Türkiye Cumhuriyetinin ebedî varlığı, refahı, maddî ve manevî mutluluğu ile
çağdaş medeniyet düzeyine ulaşma azmi yönünde;
Millet iradesinin mutlak üstünlüğü, egemenliğin kayıtsız şartsız Türk
Milletine ait olduğu ve bunu millet adına kullanmaya yetkili kılınan hiçbir
kişi ve kuruluşun, bu Anayasada gösterilen hürriyetçi demokrasi ve bunun
icaplarıyla belirlenmiş hukuk düzeni dışına çıkamayacağı;
Kuvvetler ayrımının, Devlet organları arasında üstünlük sıralaması anlamına
gelmeyip, belli Devlet yetki ve görevlerinin kullanılmasından ibaret ve bununla
sınırlı medenî bir işbölümü ve işbirliği olduğu ve üstünlüğün ancak Anayasa ve
kanunlarda bulunduğu;
(Değişik: 3.10.2001-4709/1 md.) Hiçbir faaliyetin Türk millî
menfaatlerinin, Türk varlığının, Devleti ve ülkesiyle bölünmezliği esasının,
Türklüğün tarihî ve manevî değerlerinin, Atatürk milliyetçiliği, ilke ve
inkılâpları ve medeniyetçiliğinin karşısında korunma göremeyeceği ve lâiklik
ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının, Devlet işlerine ve politikaya
kesinlikle karıştırılamayacağı;
Her Türk vatandaşının bu Anayasadaki temel hak ve hürriyetlerden eşitlik ve
sosyal adalet gereklerince yararlanarak millî kültür, medeniyet ve hukuk düzeni
içinde onurlu bir hayat sürdürme ve maddî ve manevî varlığını bu yönde
geliştirme hak ve yetkisine doğuştan sahip olduğu;
Topluca Türk vatandaşlarının millî gurur ve iftiharlarda, millî sevinç ve
kederlerde, millî varlığa karşı hak ve ödevlerde, nimet ve külfetlerde ve
millet hayatının her türlü tecellisinde ortak olduğu, birbirinin hak ve hürriyetlerine
kesin saygı, kar-şılıklı içten sevgi ve kardeşlik duygularıyla ve “Yurtta sulh,
cihanda sulh” arzu ve inancı içinde, huzurlu bir hayat talebine hakları
bulunduğu;
FİKİR, İNANÇ VE KARARIYLA anlaşılmak, sözüne ve ruhuna bu yönde saygı ve
mutlak sadakatle yorumlanıp uygulanmak üzere,
TÜRK MİLLETİ TARAFINDAN, demokrasiye âşık Türk evlatlarının vatan ve millet
sevgisine emanet ve tevdi olunur.
BİRİNCİ KISIM
Genel Esaslar
I. Devletin şekli
MADDE 1. – Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
II. Cumhuriyetin
nitelikleri
MADDE 2. – Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma
ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine
bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilke-lere dayanan, demokratik, lâik ve
sosyal bir hukuk Devletidir.
III. Devletin
bütünlüğü, resmî dili, bayrağı, millî marşı ve başkenti
MADDE 3. – Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir
bütündür. Dili Türkçedir.
Bayrağı, şekli kanununda
belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.
Millî marşı “İstiklal
Marşı”dır.
Başkenti Ankara’dır.
IV.
Değiştirilemeyecek hükümler
MADDE 4. – Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin
Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2 nci maddesindeki Cumhuriyetin
nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif
edilemez.
V. Devletin temel
amaç ve görevleri
MADDE 5. – Devletin temel amaç ve
görevleri, Türk Milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin
bölünmez-liğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah,
huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal
hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal,
ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının
geliş-mesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.
VI. Egemenlik
MADDE 6. – Egemenlik, kayıtsız
şartsız Milletindir.
Türk
Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları
eliyle kullanır.
Egemenliğin
kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz.
Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi
kullanamaz.
VII. Yasama
yetkisi
MADDE 7. – Yasama yetkisi Türk
Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisinindir. Bu yetki devredilemez.
VIII. Yürütme yetkisi
ve görevi
MADDE 8. – Yürütme yetkisi ve
görevi, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından, Anayasaya ve kanunlara
uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir.
IX. Yargı yetkisi
MADDE 9. – Yargı yetkisi, Türk
Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.
X. Kanun önünde
eşitlik
MADDE 10. – Herkes, dil, ırk, renk,
cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle
ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
Hiçbir kişiye, aileye,
zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
Devlet organları ve idare
makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket
etmek zorundadırlar.
XI. Anayasanın
bağlayıcılığı ve üstünlüğü
MADDE 11. – Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı
organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel
hukuk kurallarıdır.
Kanunlar
Anayasaya aykırı olamaz.
İKİNCİ KISIM
Temel Haklar ve Ödevler
BİRİNCİ BÖLÜM
Genel Hükümler
I. Temel hak ve
hürriyetlerin niteliği
MADDE 12. – Herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, dev-redilmez,
vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir.
Temel hak ve hürriyetler,
kişinin topluma, ailesine ve diğer kişilere karşı ödev ve sorumluluklarını da
ihtiva eder.
II. Temel hak ve
hürriyetlerin sınırlanması
MADDE 13. – (Değişik:
3.10.2001-4709/2 md.) Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın
yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve
ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik
toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı
olamaz.
III. Temel hak ve hürriyetlerin
kötüye kullanılamaması
MADDE 14. – (Değişik: 3.10.2001-4709/3 md.) Anaya-sada yer alan
hak ve hürriyetlerden hiçbiri, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez
bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve lâik Cumhuriyeti
ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz.
Anayasa hükümlerinden
hiçbiri, Devlete veya kişilere,
Anayasayla tanınan temel hak ve hürriyetlerin yok edilmesini veya
Anayasada belirtilenden daha geniş şekilde sınırlandırılmasını amaçlayan bir
faaliyette bulunmayı mümkün kılacak şekilde yorumlanamaz.
Bu hükümlere aykırı
faaliyette bulunanlar hakkında uygulanacak müeyyideler, kanunla düzenlenir.
IV. Temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasının
durdurulması
MADDE 15. – Savaş, seferberlik, sıkıyönetim veya ola-ğanüstü
hallerde, milletlerarası hukuktan doğan yükümlülükler ihlâl edilmemek kaydıyla,
durumun gerektirdiği ölçüde temel hak ve hürriyetlerin kullanılması kısmen veya
tamamen durdurulabilir veya bunlar için Anayasada öngörülen güvencelere aykırı
tedbirler alınabilir.
Birinci fıkrada belirlenen
durumlarda da, savaş hukukuna uygun fiiller sonucu meydana gelen ölümler ile,
ölüm cezalarının infazı dışında, kişinin yaşama hakkına, maddî ve manevî
varlığının bütünlüğüne dokunulamaz; kimse din, vicdan, düşünce ve kanaatlerini
açıklamaya zorlanamaz ve bunlardan dolayı suçlanamaz; suç ve cezalar geçmişe
yürütülemez; suçluluğu mahkeme kararı ile saptanıncaya kadar kimse suçlu
sayılamaz.
V. Yabancıların
durumu
MADDE 16. – Temel hak ve
hürriyetler, yabancılar için, milletlerarası hukuka uygun olarak kanunla
sınırlanabilir.
İKİNCİ
BÖLÜM
Kişinin
Hakları ve Ödevleri
I. Kişinin
dokunulmazlığı, maddî ve manevî varlığı
MADDE 17. – Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve
geliştirme hakkına sahiptir.
Tıbbî zorunluluklar ve
kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası
olmadan bilimsel ve tıbbî deneylere tâbi tutulamaz.
Kimseye işkence ve eziyet
yapılamaz; kimse insan hay-siyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tâbi
tutulamaz.
Mahkemelerce verilen ölüm
cezalarının yerine getirilmesi hali ile meşrû müdafaa hali, yakalama ve tutuklama
kararlarının yerine getirilmesi, bir tutuklu veya hükümlünün kaçmasının
ön-lenmesi, bir ayaklanma veya isyanın bastırılması, sıkıyönetim veya
olağanüstü hallerde yetkili merciin verdiği emirlerin uygulanması sırasında
silah kullanılmasına kanunun cevaz verdiği zorunlu durumlarda meydana gelen
öldürme fiilleri, birinci fıkra hükmü dışındadır.
II. Zorla
çalıştırma yasağı
MADDE 18. – Hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır.
Şekil ve şartları kanunla
düzenlenmek üzere hükümlülük veya tutukluluk süreleri içindeki çalıştırmalar;
olağanüstü hallerde vatandaşlardan istenecek hizmetler; ülke ihtiyaçlarının
zorunlu kıldığı alanlarda öngörülen vatandaşlık ödevi niteliğindeki beden ve
fikir çalışmaları, zorla çalıştırma sayılmaz.
III. Kişi
hürriyeti ve güvenliği
MADDE 19. – Herkes, kişi hürriyeti ve güvenliğine sahiptir.
Şekil ve şartları kanunda
gösterilen :
Mahkemelerce verilmiş
hürriyeti kısıtlayıcı cezaların ve güvenlik tedbirlerinin yerine getirilmesi;
bir mahkeme kararının veya kanunda öngörülen bir yükümlülüğün gereği olarak
ilgili-nin yakalanması veya tutuklanması; bir küçüğün gözetim altında ıslahı
veya yetkili merci önüne çıkarılması için verilen bir kararın yerine
getirilmesi; toplum için tehlike teşkil eden bir akıl hastası, uyuşturucu madde veya alkol tutkunu, bir serseri veya
hastalık yayabilecek bir kişinin bir müessesede tedavi, eğitim veya ıslahı için
kanunda belirtilen esaslara uygun olarak alınan tedbirin yerine getirilmesi;
usulüne aykırı şekilde ülkeye girmek isteyen veya giren ya da hakkında sınır
dışı etme yahut geri verme kararı verilen bir kişinin yakalanması veya
tutuklanması; halleri dışında kimse hürriyetinden yoksun bırakılamaz.
Suçluluğu hakkında kuvvetli
belirti bulunan kişiler, ancak kaçmalarını, delillerin yokedilmesini veya
değiştirilmesini önlemek maksadıyla veya bunlar gibi tutuklamayı zorunlu kılan
ve kanunda gösterilen diğer hallerde hâkim kararıyla tutuklana-bilir. Hâkim
kararı olmadan yakalama, ancak suçüstü halinde veya gecikmesinde sakınca
bulunan hallerde yapılabilir; bunun şartlarını kanun gösterir.
Yakalanan veya tutuklanan
kişilere, yakalama veya tutuklama sebepleri ve haklarındaki iddialar herhalde
yazılı ve bunun hemen mümkün olmaması
halinde sözlü olarak derhal, toplu suçlarda en geç hâkim huzuruna çıkarılıncaya
kadar bildirilir.
(Değişik: 3.10.2001-4709/4
md.) Yakalanan veya tutuklanan kişi, tutulma yerine en yakın mahkemeye
gönderilmesi için gerekli süre hariç en geç kırksekiz saat ve toplu olarak
işlenen suçlarda en çok dört gün içinde hâkim önüne çıkarılır. Kimse, bu süreler geçtikten sonra hâkim
kararı olmaksızın hürriyetinden yoksun bırakılamaz. Bu süreler olağanüstü hal,
sıkıyönetim ve savaş hallerinde uzatılabilir.
(Değişik: 3.10.2001-4709/4
md.) Kişinin yakalandığı veya tutuklandığı, yakınlarına derhal bildirilir.
Tutuklanan kişilerin, makul
süre içinde yargılanmayı ve soruşturma veya kovuşturma sırasında serbest
bırakılmayı isteme hakları vardır. Serbest bırakılma ilgilinin yargılama
süre-since duruşmada hazır bulunmasını veya hükmün yerine geti-rilmesini
sağlamak için bir güvenceye bağlanabilir.
Her ne sebeple olursa
olsun, hürriyeti kısıtlanan kişi, kısa sürede durumu hakkında karar verilmesini
ve bu kısıtlamanın kanuna aykırılığı halinde hemen serbest bırakılmasını
sağlamak amacıyla yetkili bir yargı merciine başvurma hakkına sahiptir.
(Değişik: 3.10.2001-4709/4
md.) Bu esaslar dışında bir işleme tâbi tutulan kişilerin uğradıkları zarar,
tazminat hukukunun genel prensiplerine göre, Devletçe ödenir.
IV. Özel hayatın
gizliliği ve korunması
A. Özel hayatın gizliliği
MADDE 20. – Herkes, özel hayatına ve aile
hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile
ha-yatının gizliliğine dokunulamaz. (Mülga cümle: 3.10.2001-4709/5 md.)
(Değişik: 3.10.2001-4709/5
md.) Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve
genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması
sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak, usulüne göre verilmiş hâkim
kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan
hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin
üstü, özel kâğıtları ve eşyası aranamaz ve bunlara el konulamaz. Yetkili merciin kararı yirmidört saat içinde görevli
hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını el koymadan itibaren kırksekiz saat
içinde açıklar; aksi halde, el koyma kendiliğinden kalkar.
B. Konut
dokunulmazlığı
MADDE 21. – (Değişik: 3.10.2001-4709/6 md.) Kimsenin konutuna dokunulamaz.
Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel
ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması
sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hâkim
kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan
hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin
konutuna giri-lemez, arama yapılamaz ve buradaki eşyaya el konulamaz. Yetkili
merciin kararı yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim,
kararını el koymadan itibaren kırkse-kiz saat içinde açıklar; aksi halde, el
koyma kendiliğinden kalkar.
C. Haberleşme
hürriyeti
MADDE 22. – (Değişik: 3.10.2001-4709/7 md.) Herkes, haberleşme
hürriyetine sahiptir. Haberleşmenin gizliliği esastır.
Millî güvenlik, kamu
düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması
veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya
birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu
sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili
kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; haberleşme engellenemez ve
gizliliğine dokunulamaz. Yetkili merciin kararı yirmidört saat içinde görevli hâkimin
onayına sunulur. Hâkim, kararını kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde,
karar kendiliğinden kalkar.
İstisnaların uygulanacağı
kamu kurum ve kuruluşları kanunda belirtilir.
V. Yerleşme ve
seyahat hürriyeti
MADDE 23. – Herkes, yerleşme ve seyahat hürriyetine sahiptir.
Yerleşme hürriyeti, suç
işlenmesini önlemek, sosyal ve ekonomik gelişmeyi sağlamak, sağlıklı ve düzenli
kentleşmeyi gerçekleştirmek ve kamu mallarını korumak;
Seyahat hürriyeti, suç
soruşturma ve kovuşturması sebebiyle ve suç işlenmesini önlemek;
Amaçlarıyla kanunla
sınırlanabilir.
(Değişik: 3.10.2001-4709/8
md.) Vatandaşın yurt dışına çıkma hürriyeti, vatandaşlık ödevi ya da ceza
soruşturması veya kovuşturması sebebiyle sınırlanabilir.
Vatandaş sınır dışı
edilemez ve yurda girme hakkından yoksun bırakılamaz.
VI. Din ve vicdan
hürriyeti
MADDE 24. – Herkes, vicdan, dinî inanç ve
kanaat hürriyetine sahiptir.
14 üncü madde hükümlerine aykırı olmamak şartıyla
iba-det, dinî âyin ve törenler serbesttir.
Kimse, ibadete, dinî âyin
ve törenlere katılmaya, dinî inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dinî
inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz.
Din
ve ahlâk eğitim ve öğretimi Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Din
kültürü ve ahlâk öğretimi ilk ve orta-öğretim kurumlarında okutulan zorunlu
dersler arasında yer alır. Bunun dışındaki din eğitim ve öğretimi ancak,
kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanunî temsilcisinin talebine bağlıdır.
Kimse, Devletin sosyal,
ekonomik, siyasî veya hukukî te-mel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına
dayandırma veya siyasî veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne
suretle olursa olsun, dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan
şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz.
VII. Düşünce ve
kanaat hürriyeti
MADDE 25. – Herkes, düşünce ve
kanaat hürriyetine sahiptir.
Her ne sebep ve amaçla
olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce ve
kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz.
VIII. Düşünceyi
açıklama ve yayma hürriyeti
MADDE 26. – Herkes, düşünce ve
kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak
açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi
olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu
fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların
izin sistemine bağ-lanmasına engel değildir.
(Değişik:
3.10.2001-4709/9 md.) Bu hürriyetlerin kullanılması, millî güvenlik, kamu
düzeni, kamu güvenliği, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve
milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların önlenmesi, suçluların
cezalandırılması, Devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin
açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının, özel ve aile hayatlarının
yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin
gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir.
(Üçüncü
fıkra mülga: 3.10.2001-4709/9 md.)
Haber
ve düşünceleri yayma araçlarının kullanılmasına ilişkin düzenleyici hükümler,
bunların yayımını engellememek kaydıyla, düşünceyi açıklama ve yayma
hürriyetinin sınırlanması sayılmaz.
(Ek: 3.10.2001-4709/9 md.)
Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin kullanılmasında uygulanacak şekil,
şart ve usuller kanunla düzenlenir.
IX. Bilim ve
sanat hürriyeti
MADDE 27. – Herkes, bilim ve sanatı
serbestçe öğrenme ve öğretme, açıklama, yayma ve bu alanlarda her türlü
araştırma hakkına sahiptir.
Yayma
hakkı, Anayasanın 1 inci, 2 nci ve 3 üncü maddeleri hükümlerinin değiştirilmesini
sağlamak amacıyla kullanılamaz.
Bu madde hükmü yabancı yayınların ülkeye
girmesi ve dağıtımının kanunla düzenlenmesine engel değildir.
X. Basın ve
yayımla ilgili hükümler
A. Basın hürriyeti
MADDE 28. – Basın hürdür, sansür
edilemez. Basımevi kurmak izin alma ve malî teminat yatırma şartına bağlanamaz.
(İkinci
fıkra Mülga: 3.10.2001-4709/10 md.)
Devlet,
basın ve haber alma hürriyetlerini sağlayacak tedbirleri alır.
Basın
hürriyetinin sınırlanmasında, Anayasanın 26 ve 27 nci maddeleri hükümleri
uygulanır.
Devletin
iç ve dış güvenliğini, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü tehdit eden
veya suç işlemeye ya da ayaklanma veya isyana teşvik eder nitelikte olan veya
Devlete ait gizli bilgilere ilişkin bulunan her türlü haber veya yazıyı, yazanlar
veya bastıranlar veya aynı amaçla, basanlar, başkasına verenler, bu suçlara ait
kanun hükümleri uyarınca sorumlu olurlar. Tedbir yolu ile dağıtım hâkim
kararıyla; gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunun açıkça yetkili
kıldığı merciin emriyle önlenebilir. Dağıtımı önleyen yetkili merci, bu
kararını en geç yirmidört saat içinde yetkili hâkime bildirir. Yetkili hâkim bu
kararı en geç kırksekiz saat içinde onaylamazsa, dağıtımı ön-leme kararı
hükümsüz sayılır.
Yargılama
görevinin amacına uygun olarak yerine getiril-mesi için, kanunla belirtilecek
sınırlar içinde, hâkim tarafından verilen kararlar saklı kalmak üzere, olaylar
hakkında yayım ya-sağı konamaz.
Süreli veya süresiz
yayınlar, kanunun gösterdiği suçların soruşturma veya kovuşturmasına geçilmiş
olması hallerinde hâkim kararıyla; Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez
bütünlüğünün, millî güvenliğin, kamu düzeninin, genel ahlâkın korunması ve
suçların önlenmesi bakımından gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunun
açıkça yetkili kıldığı merciin emriyle toplatılabilir. Toplatma kararı veren
yetkili merci, bu kararını en geç yirmidört saat içinde yetkili hâkime
bildirir; hâkim bu kararı en geç kırksekiz saat içinde onaylamazsa, toplatma
kararı hükümsüz sayılır.
Süreli veya süresiz yayınların
suç soruşturma veya kovuşturması sebebiyle zapt ve müsaderesinde genel hükümler
uygulanır.
Türkiye’de yayımlanan
süreli yayınlar, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne,
Cumhuriyetin temel ilkele-rine, millî güvenliğe ve genel ahlâka aykırı
yayımlardan mah-kûm olma halinde, mahkeme kararıyla geçici olarak
kapatılabilir. Kapatılan süreli yayının açıkça devamı niteliğini taşıyan her
türlü yayın yasaktır; bunlar hâkim kararıyla toplatılır.
B. Süreli ve
süresiz yayın hakkı
MADDE 29. – Süreli veya süresiz yayın önceden
izin alma ve malî teminat yatırma şartına bağlanamaz.
Süreli yayın çıkarabilmek
için kanunun gösterdiği bilgi ve belgelerin, kanunda belirtilen yetkili mercie
verilmesi yeterlidir. Bu bilgi ve belgelerin kanuna aykırılığının tespiti
halinde yet-kili merci, yayının durdurulması için mahkemeye başvurur.
Süreli yayınların
çıkarılması, yayım şartları, malî kaynak-ları ve gazetecilik mesleği ile ilgili
esaslar kanunla düzenlenir. Kanun, haber, düşünce ve kanaatlerin serbestçe
yayımlanmasını engelleyici veya zorlaştırıcı siyasal, ekonomik, malî ve teknik
şartlar koyamaz.
Süreli yayınlar, Devletin
ve diğer kamu tüzelkişilerinin veya bunlara bağlı kurumların araç ve
imkânlarından eşitlik esasına göre yararlanır.
C. Basın araçlarının korunması
MADDE 30. – Kanuna uygun şekilde basın işletmesi olarak kurulan
basımevi ve eklentileri, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü,
Cumhuriyetin temel ilkeleri ve millî güvenlik aleyhinde işlenmiş bir suçtan
mahkûm olma hali hariç, suç aleti olduğu gerekçesiyle zapt ve müsadere edilemez
ve işletilmekten alıkonulamaz.
D. Kamu tüzelkişilerinin elindeki basın dışı kitle haberleşme araçlarından
yararlanma hakkı
MADDE 31. – Kişiler ve siyasî partiler, kamu tüzelkişilerinin
elindeki basın dışı kitle haberleşme ve yayım araçlarından yararlanma hakkına
sahiptir. Bu yararlanmanın şartları ve usulleri kanunla düzenlenir.
(Değişik:
3.10.2001-4709/11 md.) Kanun, millî güvenlik, kamu düzeni, genel ahlâk ve
sağlığın korunması sebepleri dışında, halkın bu araçlarla haber almasını,
düşünce ve kanaatlere ulaşmasını ve kamuoyunun serbestçe oluşmasını engelleyici
kayıtlar koyamaz.
E. Düzeltme ve cevap hakkı
MADDE 32. – Düzeltme ve cevap
hakkı, ancak kişilerin haysiyet ve şereflerine dokunulması veya kendileriyle
ilgili gerçeğe aykırı yayınlar yapılması hallerinde tanınır ve kanunla
düzenlenir.
Düzeltme
ve cevap yayımlanmazsa, yayımlanmasının gerekip gerekmediğine hâkim tarafından
ilgilinin müracaat tarihinden itibaren en geç yedi gün içerisinde karar verilir.
XI. Toplantı hak ve hürriyetleri
A. Dernek kurma hürriyeti
MADDE 33. – (Değişik:
23.7.1995-4121/2 md.; 3.10.2001-4709/12 md.) Herkes, önceden izin
almaksızın dernek kurma ve bunlara üye
olma ya da üyelikten çıkma hürriyetine sahiptir.
Hiç
kimse bir derneğe üye olmaya ve dernekte üye kalmaya zorlanamaz.
Dernek
kurma hürriyeti ancak, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi,
genel sağlık ve genel ahlâk ile başkalarının hürriyetlerinin korunması
sebepleriyle ve kanunla sınırlanabilir.
Dernek
kurma hürriyetinin kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda
gösterilir.
Dernekler,
kanunun öngördüğü hallerde hâkim kararıyla kapatılabilir veya faaliyetten
alıkonulabilir. Ancak, millî güvenliğin, kamu düzeninin, suç işlenmesini veya
suçun devamını önlemenin yahut yakalamanın gerektirdiği hallerde gecikmede
sakınca varsa, kanunla bir merci, derneği faaliyetten men ile
yetkilendirilebilir. Bu merciin kararı, yirmidört saat içinde görevli hâkimin
onayına sunulur. Hâkim, kararını kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, bu
idarî karar kendiliğinden yürürlükten kalkar.
Birinci
fıkra hükmü, Silahlı Kuvvetler ve kolluk kuvvetleri mensuplarına ve
görevlerinin gerektirdiği ölçüde Devlet memurlarına kanunla sınırlamalar
getirilmesine engel değildir.
Bu madde hükümleri
vakıflarla ilgili olarak da uygulanır.
B. Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı
MADDE 34. – (Değişik:
3.10.2001-4709/13 md.) Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız
toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.
Toplantı
ve gösteri yürüyüşü hakkı ancak, millî
güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel
ahlâkın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla ve kanunla sınırlanabilir.
Toplantı
ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil, şart
ve usuller kanunda gösterilir.
XII. Mülkiyet hakkı
MADDE 35. – Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir.
Bu haklar, ancak kamu
yararı amacıyla, kanunla sınırla-nabilir.
Mülkiyet hakkının
kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.
XIII. Hakların korunması ile ilgili hükümler
A. Hak arama hürriyeti
MADDE 36. – (Değişik: 3.10.2001-4709/14 md.) Herkes, meşrû vasıta
ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı
olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.
Hiçbir mahkeme, görev ve
yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz.
B. Kanunî hâkim güvencesi
MADDE 37. – Hiç kimse kanunen tâbi olduğu mahkemeden başka bir
merci önüne çıkarılamaz.
Bir
kimseyi kanunen tâbi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarma sonucunu
doğuran yargı yetkisine sahip olağanüstü merciler kurulamaz.
C. Suç ve cezalara ilişkin esaslar
MADDE 38. – Kimse, işlendiği zaman
yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz;
kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır
bir ceza verilemez.
Suç
ve ceza zamanaşımı ile ceza mahkûmiyetinin sonuçları konusunda da yukarıdaki
fıkra uygulanır.
Ceza
ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur.
Suçluluğu
hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayı-lamaz.
Hiç
kimse kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suç-layan bir beyanda
bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz.
(Ek:
3.10.2001-4709/15 md.) Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak
kabul edilemez.
Ceza
sorumluluğu şahsîdir.
(Ek:
3.10.2001-4709/15 md.) Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü
yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz.
(Ek:
3.10.2001-4709/15 md.) Savaş, çok yakın savaş tehdidi ve terör suçları halleri
dışında ölüm cezası verilemez.
Genel
müsadere cezası verilemez.
İdare,
kişi hürriyetinin kısıtlanması sonucunu doğuran bir müeyyide uygulayamaz.
Silahlı Kuvvetlerin iç düzeni bakımından bu hükme kanunla istisnalar
getirilebilir.
Vatandaş,
suç sebebiyle yabancı bir ülkeye geri verilemez.
XIV. İspat hakkı
MADDE 39. – Kamu görev ve hizmetinde bulunanlara karşı, bu görev
ve hizmetin yerine getirilmesiyle ilgili olarak yapılan isnatlardan dolayı
açılan hakaret davalarında, sanık, isnadın doğruluğunu ispat hakkına sahiptir.
Bunun dışındaki hallerde ispat isteminin kabulü, ancak isnat olunan fiilin
doğru olup olmadığının anlaşılmasında kamu yararı bulunmasına veya şikâyetçinin
ispata razı olmasına bağlıdır.
XV. Temel hak ve hürriyetlerin korunması
MADDE 40. – Anayasa ile tanınmış hak ve hürriyetleri ihlâl edilen
herkes, yetkili makama geciktirilmeden başvurma imkânının sağlanmasını isteme
hakkına sahiptir.
(Ek: 3.10.2001-4709/16 md.) Devlet,
işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını
ve sürelerini belirtmek zorundadır.
Kişinin,
resmî görevliler tarafından vâki haksız işlemler sonucu uğradığı zarar da,
kanuna göre, Devletçe tazmin edilir. Devletin sorumlu olan ilgili görevliye
rücu hakkı saklıdır.